TÜRKÇE

Ve Şaman sorusunu haykırdı:
“Gerçekten YOL’da olduğundan emin misin?”

Chakana

“Kendine karşı verilen savaş başka şeye benzemez, ömür boyu sürecek bu! Kalk ve ışığı taşımaya devam et!”
Rüyasında bir savaş alanındaydı. ‘Kendine yenik’ düşmüş öncüler arasında geziniyordu. Kimi yazıp durmaktan, kimi insanlara konuşup doğru bildiğini anlatmaktan, kimi kendi utkusu olmayan bir işte çalışmaktan, kimi de onu hiçe sayıp, sözsüz yazısız bir anlaşmayla doğru kabul edilmiş değerleri kendisine dayatan yakın çevresinin ısrarlarından yorgun düşmüştü. Gözlerinde fer, yüreklerinde şevk kalmamış diğerleriyle aynılaşmışlardı.

Halbuki insanlığın önde gelenleriydi onlar. Bir sonraki evrim basamağına taşıyacak neferler. Ama çağ başka çağdı ve nefes aldırmıyordu kimseye. Şaman, teker teker, bilincinin tohumlarını ekiyordu her birine. Birlikte verilecek bir savaşımdı bu. Her varlık tohumu büyütüp kendini gölgesinden kurtarsın, yeterliydi onun için. Her bir öncünün kulağına tek tek eğiliyor ve sorusunu seslendiriyordu :

“Gerçekten YOL’da olduğundan emin misin?”


Gundestrup Images03.Plate A.jpg_1280
Gundestrup Kazanı üzerinde Cernunnos İşlemesi

Kendi bilgeliğimizi, insanın varoluştaki yolunu, yaşam amacını anlamak ve ne istediğini belirleyip yol almak! Ama nasıl? İnsan varlığının, sahip olduğu bilinci, sadece günlük yaşamda, belli bir rutinin içine hapsedip sonra da bunun farkına varmadan ömrünü heba etmesi. Büyük kayıp! Ardında bizleri bekleyen savaş, ayrım, doğayı yok sayma ve ölüm. Evrenin sınırsız doğasının karşısında, insanın, bir yandan bir yana savrulup durduğu sınırlı algıya kendini daraltması. Ne yazık! Aslında kendi yolumuzu keşfedip, kendi öz benliğimizle bağlantı halinde olsak, ne bu açgözlülük, ne bu öfke, ne dram ve ne de doğayla birlikte kendimizi de yok etme cahilliği olurdu.

Sürekli bir kurtarıcı hayal etmek; kendindeki değişim ve dönüşümü ortaya çıkarmak yerine dış dünyayı, işini, evini, görünüşünü, hatta eşini, dostlarını değiştirmekle meşguliyet. Büyük yanılgı!
Kendinle bağlantı kuramayıp, dışındaki şeylerin senin isteklerine cevap verip veremediğini ölçüp duran bir kibirle yaşamak tek şeye işaret ediyor: Kişisel Önem! Sonuç açık: Tatminsiz, haz peşinde koşan tükenmiş bir yaşam!

Aradığın rehberlik senin içinde. Kendini iyileştirecek olan reçete sensin. Üzerinde sadece senin adın yazıyor. Gözünü dışardan içine çevirme cesareti gösterdiğinde anlayacaksın. İç dünyana dikkatini çevirip yolculuğa çıkma cesareti gösterdiğinde, aradığın çözümlerin her zaman orada olduğu anlayışına çıkacak.

Şaman Bilinci Uyandı ve Bizden İçimizde Bekleyen Şamanı Uyandırmamızı İstiyor.”

Şaman, kendini aşan bir yol göstericidir. İnsanlığı birleştirecek tüm yeryüzü öğretilerinin sembolüdür. İnsanlığın onbinlerce yılda eriştiği anlayış pırıltısıdır. Dünyanın kendi derin bilinçliliğidir. Her ruhta uyanmak zorunda olan kendinin bilincindeki şuurdur.

Şaman düşünde insanlara musallat olan iblislerle savaştığını görür. Ve bizleri bekleyen kaderi: Yerle Göğü birlemek.

Şaman’ın gördüğü rüya, uyanış ve birleşme zamanını işaret ediyor. Artık zıtları bir araya getirme zamanıdır. Hem kendi merkezinde, hem de yansız kalarak yaşama zamanıdır. Uzun zamandır bilinenleri ivedi uygulama zamanıdır.

Şaman, potansiyeli olan yolcuların kapılarını sadece bir sefer çalıyor ve onlara Şaman Bilincine geçiş teklifinde bulunuyor.

Şaman’a göre “Herkes kendi yolunda yürüme cesaretini tam olarak gösteremeyebilir” Ancak, aydınlığı bir ucundan yakalayıp, kendinde yananla fazladan bir mum yakabilmesi, şaman için kafi. “Bu onları öncü yapmaya yeter” diyor.
İşiten kulaklaklara sesleniyor Şaman ilk defa kapısını çaldıklarına soruyor:

“Az seçilen yoldan yürümeye hazır mısın?”

Öncüler çağrıyı alıyor. Uyanma cesareti olanlar toplanıyor.
Peki Ya sen? Sen bu çağrıyı duyuyor musun?